Pazartesi, Eylül 19, 2011

yaran mı var derdin var

çocukken bir oyun, bir yarıştı yara saymak... üstünlük verirdi fazla olması. çocukça olan bu oyun sosyal medyada da geçer akçe şimdi, dil yaraları, gönül yaraları ve bunlarda prof. olmak, tez yazmak, ders vermeler, reçeteler...

halbuki yaraların evrimi öyle miydi...çocukken uff olan ve öpülüp geçmesi için anne babaya koşturulan yaracıklar, ergenlikle düzlem değiştirir ve o andan sonra artık hiçbir yara bırakın öptürmeyi gösterilmez, açığa vurulmaz, hassasiyetle gizlenirdi, anne/babadan bile...ki en derin, en iz bırakıcı, en acı verenler olmalarına rağmen. öpücüğün iyileştirmediğini bilmekten mi ki bu?!

yara açık mı bırakılırsa daha çabuk iyileşir, muhafaza edilirse mi konusu net değil.
sosyal medyada da ortalara dökülen yaralar çocukluktaki sayma yarışması alışkanlığı değil de, iyileşmeleri beklentisi mi acaba?

Hiç yorum yok: