Çarşamba, Eylül 21, 2011

mevsimseldir mevsimsel...

baştan söyliyim bunlara gülecek arkadaşlarım var... ben yazdım diye yapmazlar belki ama, bu konular, bu tarz onlar için dalga geçilebilecek şeyler...
en azından gereksiz geliyor bunları ifade etmek...

halbuki özel temalı bir blogum olsaydı keşke... komikli olsaydım ya da çok politik, ciddi ya da fotoğraf, resim zevklerimi paylaşsaydım, zeki cümleler patlatsaydım, sarkastik olsaydım, her şeyi hafife alıp, kimseye ve hiç bir şeye önem vermeyen olaydım...orijinal orijinal...uuu ne şahane! olsaydım.
ne olacaktı, sadece hiç olmaktansa değerli bir hiç mi olacaktım?

neyse bana ne... olamayacağımı anladığım şeyi olmaya çalışmaktan çok zaman önce vazgeçtimdi ben.

ama asıl sorun düşünemiyorum...
sırtüstü yattığım yerden gez, göz, arpacık usulü ayak parmağımla nişan alıyorum menzildeki eşyalara...
sonra yine düşünemediğimi düşünüp baktım açık balkon kapısına... ne düşünürdüm ben eskiden?
zorlasam olurdu belki, üzülecek şeyler bulur, yine kendim teselli edebilirdim kendimi... ya da hayal kurabilirdim istesem, bir tatil yöresi, güneş, şezlong... ama olmuyor.istemiyorum demek.
düşünemediğimi güzel cümlelerle ifade etsem şöyle dallı güllü, sonra bir kitap olsa yazdıklarım, düşünememe sancımı okuyup beğenirdi belki insanlar... madem düşünemedin de nasıl yazdın bunca cümleyi demeden.

zorluyorum düşünmeye, hayal kurmaya, planlamaya...hissetmeye...

uyumak en güzeli geliyor, düşünmem gerekmeden düşlüyorum...

bak ne geldi şimdi aklıma; gölgesi olmasaydı sever miydik güneşi?

Hiç yorum yok: