Cuma, Ocak 26, 2007

trojan..troya..truva..

bahsimize konu olanı, ne olduklarını bilmediğim bi cinsin uzun burunlarını bilgisayarımıza uzatıp sümkürdükleri şeyler..
iki gün önce sağolasıca tarayıcım çok güzel bişi bulmuş gibi bağrınmaya başladı.. yok et,parçala onu, öldür gibi emirlerime rağmen o sümük hala orada duruyo... tedirginim...

neyse..trojan deyince aklıma hep bitanecik brianımın söylediği, commercial for levi parçası gelir..
şarkının yazılış sebebi, aslen kime hitap edildiğiyle ilgili rivayetler var...neyse ne.. şöyle bir özelliği var ama, sabah dilinize dolandığında akşam kadar parça parça da olsa sölüyorsunuz...buyrun buradan alalım sizi...

...

you're the one who's always choking trojan
you're the one who's always bruised and broken
sleep may be the enemy
but so's another line
it's a remedy
you should take more time

you're the one who's always choking trojan
you're the one who's showers always golden
spunk & bestiality well it's an assisi lie
it's ahead of me
you should close your fly

i understand the fascination
the dream that comes alive at night
but if you don't change your situation
then you'll die, you'll die, don't die, don't die
please don't die

you're the one who's always choking trojan
you're the one who's always bruised and broken
drunk on immorality
valium and cherry wine
coke and ecstasy
you're gonna blow your mind

i understand the fascination
i've even been there once or twice or more
but if you don't change your situation
then you'll die, you'll die, don't die, don't die
please don't die
...

Hiç yorum yok: