Perşembe, Mart 06, 2014

kımıl zararlısı

kendi kendineyken bile isyan edemeyip, makul açıklamalarla kendini sakinleştirmeye yetişkin olmak deniyormuş.
yetişkin, yetişmiş, koştur koştur yetiştirilmiş, varmadan ermiş.

çocukların sevimli oldukları kadar çıldırtıcı bir dönemleri vardır ve bu döneme bir şekilde şahit olanlar diğerlerine, takılma ya geçiyor, bu yaşta normal, derler. gerçi bu cümleyi çocukların konuşması, yürümesi, tuvalet alışkanlığı, yemek yememesi gibi her şeye kullanır yetişkinler ama, "neden" dönemi başkadır. hem keyifli hem deli edici bir oyun gibidir.

-elini sakın sürme, yanar!
-neden?
-çünkü sıcak
-neden?
-çünkü yemek yememiz için ısıtmamız lazım
-neden?
-çünkü büyümek için yemek yememiz lazım
-neden?
-çünkü büyüyünce istediğimiz her şeyi yapabiliriz
-neden?
-...
-...çünkü bir şeyler yapmak bizi mutlu eder
-neden?
-çünkü hayatta mutlu olmak için uğraşırız
-neden?
-çünkü mutlu oldukça yaşamak isteriz
-neden?
-...
-...çünkü başka türlü nasıl olacağını bilmeyiz
-neden?

ve neden diye sormayı bıraktığımızda, tüm cevapları bildiğini sanan bir yetişkin oluruz.
tüm yolların nereye çıkacağını bilen, temkinli, kontrollü...

üzüldüğünde neden diye soramazsın, çünkü herkesin başına gelir böyle şeyler, hatta daha önce kendi başına da gelmiştir. gelip geçecektir, aynı mutluluk gibi. tek farkı mutlu olduğunda neden mutlu oldum diye sormak istemezsin. direkt kabullenirsin mutluluğu, haktır o, olması gerekendir.
ancak üzüntüleri yaşadıysan bir miktar bolca, mutlu olunca nasıl oldu bu diye sorar, aman kaybetmeyeyim yine diye de korkarsın artık. korkmaktan mutlu olmaya, mutlu olmaya şans vermeye çekinirsin. adım atmaz, cesaret etmezsin. cesaretsizliğin inancını köreltir. inanç yok oldukça amaç ve istek kalmaz. her durumda var olan ve devam etmemize sebep olan umut ise, sinsi sinsi seni kandırır. kımıl kımıl.

Hiç yorum yok: