Pazartesi, Temmuz 21, 2008

yazık..

"hayata bir kez geliyoruz yaaau"..
evet tabii, öyle.. ne yapmalıyım yani işi asıp deli danalar gibi sağa sola mı gitmeliyim.. yeşilliklerde mi yuvarlanmalı, sahilde oturup hayal mi kurmalıyım, istanbul'un güzel sokaklarında mı kaybolmalıyım.. atlayıp ada vapuruna kısa bir uzaklara gidiş mi yaşamalıyım.. dolmuş durağında oturup esnaf muhabbeti mi yapmalıyım.. renk renk boyayı etrafa saça saça "eserler, estiler" mi yaratmalıyım..
bunu yemeklerden önce mi yapsam faydalı olur, sonra mı...

gerçi mesela, şöyle bir görüntünün, fotoğrafın içine dalıp, onun bir parçası olmayı da tercih edebilirim.. bir yaz akşamını aydınlatan sokak lambasının sarı ışığı içinde.. begonvillerin, asmaların dolandığı , kimi eski kimi yeni en fazla iki katlı bahçeli evlerin olduğu bir sokakta.. hadi yolları da taştan olsun hatta... kapının önünde hava alıp komşusuyla laflayan birisi de olabilirim, o sokağı öylece adımlayan da.. hava berrak ve taze olsun, öyle ki fotoğraftan denizin kokusu da gelsin..
ve ben öylece orada durakalayım...bazı görüntülerin öylece bir parçası oluvermek istemez misiniz hiç.. sonu yokmuş gibi, hep aynı keyfi verecek gibi..

ah be hayat, canım sıkılıyor valla... ne yapsan nafile..

Hiç yorum yok: