Pazartesi, Temmuz 14, 2008

gerçek insan aranıyor..

nesli tükenmiş olmalı.. biz üniversiteyi falan bitirdiğimizde, toplayabildiğimiz kadarını saklamışız sanki.. hayatımızın o noktasından sonra karşılaştıklarımızın gerçek insan olup olmadığını anlamak zor oluyor..

"işte gerçek dost" anlamında bir gerçeklik değil buradaki.. insanların hangi hali onlara ait, hangi davranışları gerçek kendileri bilemiyorum.. tabii ki herkesin iş ve özel yaşamında farklı görev ve rolleri ve bunlara bağlı davranış şekilleri, savunma stilleri olabilir.. ama "nasıl bilirdiniz" deseler, haklarında net birşey söyleyebileceğim insan çok az..
hele ikili ilişkiler yok mu.. ve hele sezgiler yok mu, direkt bağrınıyor.. gerçek değil, gerçek değil..
keşke herşeyi göründüğü ve anlatıldığı gibi kabullenebilsek.. ve keşke geçmişi unutsaydık mı, iyi ki unutmuyoruz mu bilmiyorum..

-e hani sen eve gidiyordun..
-eve gidiyordum tam, telefon çaldı, bizim çocuklar buluşuyormuş, çağırdılar, takıldık biraz..
anlatan kişinin gerçek olup olmamasına, gerçekliğini size göstermiş olup olmamasına bağlı olarak bu cümle ya çok normal ve inanılası geliyor ya da çook normal ve inanılmayası.. e tabii akış diyagramları çalışıyor hemen, bazı yerlerde geçmişle kısa devre yaparak..

aman ya 15 satırla anlatabilecekmişim gibi yazıyorum.. olmuyor, anlaşılmadığını biliyorum..

normal dedim de..
eskiden normal değilim ben derdim..ben ve birkaç böyle tanıdığım vardı.. normal değildik tabii, herkes böyle değildi çünkü.. yardıma ihtiyacı olana koşmak, dinlemek, anlatılana inanmak, kendi çıkarının tersinde "bile" gerçeği söylemek ve adil olmak, sadık olmak, tanıdığa kıyak çekmemek, hayat üzerine düşünmek, inceliklere kapılıp gitmek, hayal kurmak, içten ağlamak/gülmek gibi özelliklerimiz vardı.. hala daha var..

işte böyle anormal gerçeklikte insan arıyorum.. koruma altına alacağım...

Hiç yorum yok: