Çarşamba, Ocak 04, 2006

günlerden bir gün...

Sabahın 6sı.. görünmez bir el dürtmüş, biri kulağıma uyan diye fısıldamış sanki… vücut dinç tabii diyorum, gecenin 2sinde yatmış olmama rağmen uyanıyorum böyle.. tatildeyim ne de olsa, işe gidiyor olsam uyanmazdım, da diyorum… sonrasında istediğim kadar uyuyabilecek olmama rağmen gözümü açmayı reddediyorum bir sure… sağ yanıma yarı dönükken açıyorum yavaş yavaş, eski filmlerde göz ameliyatı olmuş insanların yüzündeki sargılar açılırken açtığı yavaşlıkta ve kırpıştırarak…
Yattığım yerden odamın içinde gözlerimi gezdirmek, farklı ve abuk sabuk hayaller kurmak zevkiyle dolaşıyor gözlerim yine odamda… farklı eşyalar üzerinde birkaç dakikalık duraklamalarla... en verimli cümlelerimi kurduğum, kalksam yazmaya başlasam kitap olur dediğim düşünceler,dekorasyonlar ya da tanıdıklarla/ potansiyel tanıdıklarla yapılabilecek “muhtemel” diyaloglar..hepsi geçer kafamdan…
sabahın 6sı demiş miydim.. hava karanlıktan aydınlığa geçişin ağır adımlarında… etraf sessiz, herşey uyuyor sanki…sanki?? ben,en çok, bir kitap sayfasından çıkmış tasvir gibi hissediyorum odamı böyle loşluklarda… hatta bir çizgi romanın keskin olmayan, yumuşak siyah beyaz çizgileri gibi geliyor.. kitaplığım, masamın üzerindeki düzensiz düzenli eşyalar, duvardaki poster, resim, küçük afiş…yatağımın ayak ucuna gelince duruyor gözlerim… kamera kendini çekmiyor ya öyle birşey… saate son bir göz atışı yapıyorum.. buraya yazmadıklarımla beraber 7:30 a kadar ilerlemiş… film bitmiyor ama ekran yavaş yavaş kararıyor tekrar..

Hiç yorum yok: