Perşembe, Ocak 05, 2006

düşmek...

hayatın zemini kaygandır bazen, bazen de kaypak....

düşmek kötü bişidir arkadaşım... genelde diyorum yani, yoksa düştüğü anda kahkaha koparan ,kendi kendiyle eğlenen insanlar da vardır..ama belki de aslen bu düşmenin bedliğini bertaraf etmek için bilinçsizce geliştirilen bir savunmadır... hahahahaa ne güzel de düştüm, salaklık işte..vs... potansiyel ve mümkün tüm dış görüşleri,insanların içlerinden geçirdiklerini zannettiklerimizi tahmin ederek herkes söylemeden önce kendine söylemek savunması... en bildik savunma mekanizmasıdır ya hani...
düşülen yere göre değişir de insanın verdiği tepki, sanırım yani... düştüğün yerin ve o yerde bulunanların hayatındaki konumuna göre... kendini çok da güçlü hissetmediğin bir insan güruhu içindeysen, düştüğünde zayıflığın bi kat daha artar belki.. gerçi saygınlığının fazla ve gücünün kesinlikle bilindik olduğu bir yerde düştüğünde de kendini "küçük düşmüş" hissedebilirsin..ne de olsa kimsenin normal şartlar altında yapamayacağı birşeyken seni küçük düşürmek, basit bir düşmeyle bunu hissedebilirsin..
ya kendinden eminsen.. ya da şöyle söyleyelim kaybedeceğin hiçbirşey olmadığını düşünüyorsan ve aslında dolaylı olarak elde edebileceğin de hiçbirşey olmadığını düşünüyorsan.. düşmene gülersin işte... içten yanmalı motor patlamasıyla kopar kahkahan.... bir süre düştüğün yerde kalakalırsın,sanki orası senin evindeki pek rahat televizyon koltuğunmuş gibi... sonra, başını sağa sola sallayıp,üstünü başını silkeleyerek, hayatta insanın başına neler de geliyor edasıyla kalkarsın... sanki yaşadığın düşüş,hayatındaki en beklenmedik en yıkıcı/yapıcı olaydır...ama bilirsin ki, kalkar kalkmaz düşebilirsin yine... bunu bilmek sonsuza kadar oturmana neden olmaz ama işte düştüğün yerde...düşmek gücünü de arttırır insanın...
zirveye ulaşmamış bir insandır bu belki..+ seviyesindeki zirveye ulaşmadığı gibi, - seviyesindekine de ulaşmamıştır aslında... asılı kalmıştır ortalık bir yerlerde... ortanın biraz üstünde, altında... ama ne dipte,ne başta... nötrdür, ama nötr değersiz değildir ki..milyonlarca eksisiyle, milyonlarca artısı vardır sadece...sadece tek bir artısı ya da tek bir eksisi olmaktan iyi değil midir bu...ya da iyi/kötü yoktur işte... kutuplaşmamış insan, hiç bir etkisi ve görüşü olmayan insan olarak görülür ya hani, ne büyük yanılgı... ne bombalar yaratabilecek güçleri vardır aslında içinde... dışında ise kocaman,sağlam bir zırh, içteki yanmaları, patlamaları dışarı yansıtmayan,ama dışardaki en ufak bir etkiyi içeri sızdıran... dışarıya karşı koruma kalkanı değildir yani bu, içeriye karşıdır... içbükey kalkan...dışbükey olanlar başka bir konu...

Hiç yorum yok: