Cuma, Mart 16, 2007

sevgilim taxim..

karmaşasını mı seviyorum, kalabalığı içinde görünmeden dolaşabilmeyi mi..
çokluğun içindeki tekliği.. hamur olmadan,yoğrulmadan kaynaşabilmeyi mi...
peki ya, başka yerlerin sun(a)madığı özgürlüğü nereden geliyor..
hem, ne istanbul hanımefendisi, ne bıçkın delikanlı...
her adımlayanın ruh haline bürünebilen, hissetmek istediğinizi sunabilen bir..bir.. bir..yer... herhangi "bir yer" değil tabii...
semtler insanın dostu olur mu... olmaz olur mu asıl..
kadıköy, moda, çengelköy..yeniköy, beşiktaş, taxim... hepsi başka başka zamanların,duyguların paylaşımcısı...
hmm bir de x vardı sahi, kullandığım...
taksim,suların toplanarak şehre dağıtıldığı,taksim edildiği yermiş ya hani.. işte x sanki yolların kesişimini ve yollara ayrılışı gösteriyor.. ondan x ile yazmayı seviyorum taxim'i...taximimi..

bu foto mart ayının ortasında çekildi... hayret kaldırmamışlar dedim ve çektim, ama neden kaldırsınlar ki...

ps: sevmedim bu yazımı,istediğim gibi olmadı... ama yazdım da şimdi bu kadar, silmiyim dedim...

2 yorum:

yok dedi ki...

Evimin konumu gereği istanbulda olduğum zaman mutlaka-eğer taksiyle değilsem- istiklal caddesinden geçmek zorunda kalıyorum. Bu zorunluluk sonra müthiş bir hal alıyor çünkü binbir çeşit insan görüp seni bambaşka dünyalara götürmelerine izin veriyorsun ve eve vardığın bir bakıyorsun ki dinlenmişsin. Ama gel gelelim bunu düzenli bir şekilde yaparsan bu sefer yürürken sıkıntı basıyor ve eve varana kadar strese giriyosun.
Gel gelelim taksim-beyoğlu-tünel hatta cihangir hattını seviyoruz.

phoenixia dedi ki...

kalabalığın rahatsız ettiği zamanlar da oluyor tabii,istediğim için değil de mecburiyetten gidip,bir iş görmem gerekiyorsa özellikle..insan kalabalığı içinde "makas" yaparak gidiyorum..

en boş halini,bir bayram sabahı-kurban bayramıydı sanırım- gördüm.. şaşırtıcı geliyor hengamesine alıştığınız bir yeri standart sokak havasıyla görmek..