Cumartesi, Kasım 11, 2006

lavabo tuvalet değildir..

formaliteden uzak bir kafedeyiz.. kalk çayını kendin koy kıvamında falan yani..
ilk kez gittiğim bir yer hakkında da nasıl böyle tanım yapabiliyorum ya,neyse.. evet ne diyorduk, neyse.. (bu noktalı yazıma da bayılıyorum,ama bazen unutup iş yerinde ciddi yazışmalarda da kullanasım oluyor, neyse.. )
çayımı içtim... bi tane daha isteyeceğim, çocuğu yanıma çağırmadan tezgaha gittim... başka bardağa gerek yok, benim bardağım değişmesin mantığındayım bir taraftan da.. ama bardağın dibinde eski, soğumuş çay artığım var...soruyorum..
-çay var mıydı..
-var var tabii..
-hmm peki lavabo var mı..
(çocuk taburesinden doğruldu)
-göstereyim, şurdan...
-yok yoook..tuvalet demiyorum, lavabo..(yani ben tuvalete tuvalet diyorum tabii,hatta yarım saat önce tuvalet nerde diye de sordumdu..neyse..)bardağın içini dökmek için...
-haa..isterseniz yeni bardak da verebilirim...
-yok yok gerek yok..(taktım bi kere onda içeceğim)
-hmm tamam..peki...bu arada lavaboyu da tarif edeyim isterseniz...
-hmm yok teşekkür ederim...

bu da böle bi anımızdı işte..neyse...
(şakir abiiii..neyseler 5 olduu...)

*lavare(it.):yıkamak

Hiç yorum yok: