Cumartesi, Eylül 22, 2012

başarılı olan sperm mi, yumurta mı?

başarı hikayelerinde kullanılan görsel, bir mıh gibi beynimize işlemiş... miskince duran bir yumurta ve diğerlerinin önüsıra ve onlardan açıkara koşturan bir sperm. ve burada başarılı olan o en önde koşturup yumurtaya varan spermdir. bu söylenir, bu gösterilir. halbuki yumurtaya ilk varan olmayabilir, yumurtayı dölleyen.
başarılı olmak istiyorsan diğerlerini alt etmelisin sonuçta, bunu kim inkar edebilir. peki ya o yumurta, bir yere koşturmadı diye başarısız mı, yerli yerinde çatlamış ve döllenmiş olsa bile hala miskin bir yumurta mı?

ya aslında ne yumurta ne sperm başarısıydı benim yazacaklarım yine başka yerlere geldim...

şimdi bakıyorsun ilk çocuklar hep daha güzel, ikinci çocuklar daha çirkin..(ben öyle dediysem öyle)
sanki o ilk koşturan sperm ve döllenen yumurta bir daha fırsatımız olmaz belki diyerek tüm iyi özelliklerini seçerek ilk çocuk için birleştiriyorlar. ha zaten tek çocuksa, kardeş mardeş yoksa combo box bir durum... annenin gözü mü güzel, yanına bir tık, babanın saçları mı iyi, bir tık da oraya... eller, seçildi bile... boy, pos, endam, cilt, bilmem ne...ooo şahane! hooop nur topu gibi bir çocuk. e ailenin de ilk-belki tek- çocuğu olması tüm bu silsilede tüm payeleri de topluyor zati, ilgi sevgi en üst düzeyde. ve doğduğunda bir başarı paketi olarak gözlerini açan bu arkadaşımız, sonrasında çok çaba sarfetmeden, sahip olduğu özelliklerinin de ekmeğini yiyerek rahat yaşamını sürdürüyor.

sonra bu çift bir çocukları daha olsun istiyor, elimizde neler kaldı ziyan olmasın misali tıklar geliyor yine. aynı, elişi dersinde elindeki tüm malzemeleri orta yerinden kullandıktan sonra öğretmenin verdiği ek ödevi, kıyıda köşede kalmış malzemelerle, birbirine ekleyerek yapmak gibi. (şu an acımasızım olm, tüm ikinci çocukların diliyim dur bi..ahaha)
bu yavrucak bakıyor ki mükemmel donatılmış bir abisi/ablası var, n'apsın kendini fiziksel ve mental olarak olarak gösterebilmek için yapmadığı şey kalmıyor, bir yerlerindeki kılcal damarları patlatırcasına (beyni demek istedim tabii siz ne anladınızdı) çalıştığı da oluyor, yerli yersiz ağladığı da... sonra sevgi görmek için dolabın tepesinden kendini atması mı dersin, ilgi çekmek için tırmanılamaz ağaçlara tırmanması mı, girilmez sularda derinlere dalması mı, gidilmez hızlarda otobanlarda uçması mı... bir de bir vakur, bir filozof falan olur ki bunlar, tadından yenmez.
neyse vel hasılı tüm bu beyhude çabaları onu ancak şımarık ve asi ikinci çocuk yapıyor tabii.

ne hikmetse, 3.çocuk -öğretmenin yeni ödevi için kırtasiyeye gidilmiş olacak ki- yine en iyilerle donatılır olur.


tüm, ailesinin ilk çocuğu ya da tek çocuğu olmuş arkadaşlarımı da, ablamı da seviyorum. şu yazı ikinci çocukluğun şımarıklığı işte o kadar, daha fazlası değil...




ya bir de demeden edemeyeceğim.
bir güneş ve cazibe merkezi gibi görünen kadın yumurtasına ulaşmak için koşturan erkek spermleri bize bir şey anlatıyor gibi.
kadın durur, erkek elde eder gibi. hatta kadın tek, erkek zibil gibi.
ama işler tersine döndü bebek, çünkü artık kadın zibil gibi erkek tek, nüfus terse döndü. o yüzden o yumurtalar harekete geçti, elde edebilmek için yuvarlanıyor, taklalar atıyorlar... bu işte tecrübeli olmadıkları için arada bir yerlere çarpıp zayii de oluyorlar tabii.

offff yazlık, kışlık kıyafet düzenlemesi yapacaktım güya...